Frankfurt Kitap Fuarı’na bu yıl Türkiye üç kategori halinde katıldı:
1) Kültür Bakanlığı ve Tüyap’ın organizasyonuyla katılan yayınevleri,
2) Yayıncılar Birliği ve bu birlik bünyesinde katılan yayınevleri ,)
3) Bağımsız olarak katılan yayınevleri.
Frankfurt kitap fuarına Türkiye’nin katılıma bağımsız olarak katılan yayınevlerini saymazsak, genellikle yukarkine benzer ikili bir yapı oluşturagelmiştir. Önceki yıllarda da birçok kez Kültür Bakanlığımız fuara katılım konusunda yayınevlerine destek olmuş, tuttuğu Türkiye standında yayınevlerinin daha az bedel ödeyerek kitaplarını sergilemelerine olanak sağlamıştır. Ancak çoğu kez ikinci bir Türkiye standında (örneğin Cumhuriyet Kitap Kulübü’nün standı) hep varolagelmiştir. Bunun pek zararı olduğu da söylenemez, çünkü özellikle fuarı gezenler hep Türkiye ile ikinci bir standda daha karşılaşma şansı elde ettiler ve her iki organizasyonun hazırladığı katolog, sempozyum, konferans türü etkinliklerle tanıtımlarını daha güçlü yapabildiler. Bu yıl her iki Türkiye standında da yayımcıların yeni ilişkiler edinmeleri, görüşmelerini yapabilmeleri ve kitaplarını tanıtabilmeleri konusunda yardımcı olan kişiler tüm fuar boyunca görev yaparak bilgi almak isteyenleri muhatapsız bırakmadılar.
Çocuk kitapları görücüde
Çocuk kitapları konusuna özellikle ağırlık veren asıl fuarın her yıl ilkbaharda düzenlenen Bologna Fuarı olduğu doğru olmasına doğrudur da, Frankfurt Fuarı birçok yayınevinin yeni çocuk kitaplarını görücüye çıkardığı bir yerdir. Perakende kitap satışının olmadığı bu fuarda yayınevleri kitaplarının başka dillere çevrilebilmesi için girişimlerde bulunurlar, kendi ülkelerine kitap çevirmek isteyen yayınevleri de görüşmelerini bu fuarda yaparlar.
Çocuk kitapları konusunda Türkiye’nin başka ülke yayımcılarıyla genellikle tek yönlü bir ilişkisi vardır. Bu yön dışardan içeri doğrudur. Yani genellikle Batılı yayımcılar kendi ülkelerinde yayımladıkları kitapların Türkiye’de de yayımlanması için çaba harcarlar. Bunun aksini düşündürtmek, bu ülkelerin Türkiye’den kitap alıp kendi dillerine çevirmelerinin sohpetini yapmak bile onları şaşırtır. Neden şaşırtır? Bunun, bu yayınevlerinin gelişmiş pazarlama mekanizmalarıyla açıklanması mümkün, ama yetersiz. Çünkü yine bu ülkeler ender de olsa kimi zaman Batılı olmayan ülkeden bir yazar ya da çizerin ürününü alıp kendi üretim ve pazarlama mekanizmalarına dahil edebilmektedirler. Yani arada bir olağan akışın tersine bir akış da söz konusu olabilmektedir.
Daha iyi bir ürün vermek için
Bu akışın çift yönlü olmasını sağlamak nasıl mümkün olur? Yani ülkemizdeki yayımcılar başka ülkelerden iyi örnekleri çevirip yayımlarken, bir yandan da o ülkelerde de pazara çıkabilecek yerli ürünlerin ortaya çıkmasını ve o ülkelere akmasını nasıl sağlayacaklardır? Bunun keşfedilebilmiş ilk formülü tabii ki öncelikle yüksek standartta ürünü var etmektir, yani nitelikli ve bilgili yazarlık, titiz bir çizerlik, yeniliklere açık, gelişen ve değişen dünyayı güncel olarak ve doğru algılayan bir yayımcılık anlayışı…
Ama yetmez.
Ürün kalitesi konusundaki hassasiyetin tanıtım ve pazarlama konusunda da gösterilmesi, yayımcılığın sanat ve edebiyat alanı olduğu kadar bir işletmecilik ve matematik konusu olduğunu da algılamak önemlidir. Bu mekanizmanın doğru oturmaması durumunda ise olan, içine düştüğümüz açmazdan farklı olmayacaktır: Yani gerçekten nitelikli yazar veya çizer kendini gösterme şansı elde edemezken, başka dillerde yayımlanmak şöyle dursun, kendi ülkesinde dahi asgari standardı tutturamayan ürünler ortalığı doldurur. Bu ürünlerle de fuarlarda yaratacağınız etki, iyi reklamın kötü malı çabuk batırması gibi, tersine, olumsuz olur.
Türkiye nitelikli çocuk kitapları yayımlayan yayınevleri bir araya gelip, bu fuarlarda, örneğin Bologna’da etkili bir varlık gösterebilirler. Böylece toplu standlarda kaybolma riski azalırken, benzer kalitede çocuk kitaplarının birarada sunulması etkiyi arttırır. Çocuk yayımcılarımız kendi içlerindeki rekabeti ‘daha iyi ürün vermek’ bağlamında sürdürürken, açık denizlerde aynı gemiyle yol almak zorunda olduklarını bilerek işbirliği yapmalıdırlar.