Trenlerin Ressamı. Jose Peres Montero, Res.: Jose Peres Montero, Gendaş Kültür, 1997
Bir Avrupa ülkesinde, özellikle Almanya’da kısa da olsa bir süre geçirenler trenin pratikliğine ve kolaylığına hayran kalıp, yaygınlığına özenmeden edemezler. Gerçekten de, ülkemizi ‘demir ağlarla’ örmeyi başaramamış olmamız birçok açıdan bize pahalıya patlamaktadır.
Oldukça az kullanılmış ve kullanılan bir ulaşım aracı olmasına rağmen, trenin edebiyatımızda ve halk türkülerimizde çok özel bir yeri olduğu da bilinir. Ve bu özel yer mutlaka hüzünle yakından ilişkilidir. Şair bir tren sesi duymayagörsün iki gözü iki çeşmedir; tren yari götürendir; kara tren bir türlü gelmez, vb… Acaba tren daha çok kullanılan bir ulaşım aracı olsaydı, tren konulu çocuk kitapları daha mı çok olurdu? Ulaşımın en yaygın aracının şehirlerarası otobüs olduğunu ve aslında otobüslü çocuk kitaplarının da pek çok olmadığı düşünülürse, bu olasılık düşük.
Çocuklara yönelik sayılabilecek, ama aslında hepimizi etkileyebilecek güzellikteki trenli kitapların belki de en güzeli Kemal Özer’in ‘Trenler Ne Güzeldir’ adlı kitabıdır. (Yordam Yayınları) Bu kitabın olanca şiirselliği ve eşsiz anlatımına rağmen bir kenarda sessizce varlığını sürdürmüş olması da bu alandaki takdir mekanizmalarının pek iyi çalışmadığının göstergesi.
Gendaş Kültür tarafından yayımlanmış bulunan ‘Trenlerin Ressamı’ adlı kitap için de, bu yayınevinin başka bazı kitapları (Ör.: Dedemin Otomobili, Mavi Olmak İsteyen Sıpa, Sihirli Palto, Huysuz Kurbağa, Pembe Patikler) için de aynı sıkıntılı saptamayı yapmak doğru olur. Bu kitapların tümü de, bu yayınevinin daha önceki çocuk dizisinin tüm yetersizliğini bağışlatırcasına özenli. Öncelikle, bu kitaplarda, ‘Ben yaptım oldu’ türünden kolaycı metinler yok, pırıltılı buluşlar ve usta kurgularla anlatılan gerçek öyküler var. Evet, birkaçının çevirisinde ve Türkçesinde sorunlar var, ama bir kez daha basıldığında bunları çözmek kolay. Ama bu kitaplardaki güçlü edebi metinlere eşlik eden ve her biri farklı üsluplarda yapılmış resimler, kitap resimleme sanatının güzel örnekleri olduğu kadar, bu resimleri kağıttan boyuttan sakınmaksızın basmaya karar veren editör veya yayınevi kutlanacak bir adım atmış. Bu kitapların tümü, yalnızca çocuklar okusun diye değil, iyi bir kitapseverin rafını süslemesi için bile edinilmeli.
Ne ‘Trenler Ne Güzeldir’ kitabı için Kemal Özer’e veya bu kitap için Gendaş Kültür’e, ne de bu sayfalarda dile getirilen nice güzel çocuk kitabı için o kitabın üreticilerine herhangi bir teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa, bu insanların faaliyet alanları içinde en az karşılıklarını aldıkları projeler genellikle bu tip nitelikli projelerdir. Biraz sorgularsanız, bu projelere girme nedenleri prestij, yani bir tür takdir beklektisidir. Oysa biz ya her kitabı öven, dolayısıyla da inandırıcılığını yitirmiş kitap tanıtma yazıları arasında bu tür projeleri sıradanlaştırırız, ya da öznel nedenlerle onları yok sayarız.
‘Trenlerin Ressamı’ndaki çocuk bir tren aşığı. Aklı fikri trenlerde. Bir gün yine tren resimlemek için bindiği tren hareket ediverince beklenmedik bir yolculuğa çıkıyor. Trenden bir yerde inmeyi başarıyorlar. Yağmur, rüzgar… Gizlendikleri mağaranın öteki ucunda onları bir sürpriz bekliyor… 1905 dönem arkadaşı makinistler tarafından bırakılmış bir sürpriz. Tren aşığı bir çocuğu sevinçten çıldırtacak bir sürpriz…
Kitabı okuyor, heyecanlanıyor, hüzünleniyor ve mutlulukla elinizden bırakıyorsunuz. Kimse size ukalalık etmiyor, akıl vermiyor öğüt vermiyor… (Mesaj? Mesaj veriyor, o başka bir şey…) Siz de kitapları sevmeye başlıyorsunuz… Bu kadar basit!