Sen, ben, bir de eniştem…

Bugünkü Türk Çocuk Edebiyatında Eğilimler. Gülçin Alpöge, Bookbird Dergisi. 2002, Sayı 1, Sayfa 27-30

Kendini tanıtmak, günümüzde tercihten çok bir zorunluluk. Satış faaliyetiyle çok yakından ilgili olan tanıtım, özellikle çocuk kitapları alanında çok önemlidir.

Çocuk kitabının müşterisi ile yetişkin kitabının müşterisi arasındaki temel fark ikincide müşteri ile okurun aynı kişi olmasıdır. Oysa çocuk kitabında müşteri bir yetişkin, okur ise bir çocuktur. Yetişkinlerin, çocuk kitaplarının okuru olduğu enderdir. Çocuk kitabı tanıtımı veya eleştirisi yazan yetişkinlerle, rakip yazarın kusurunu bulmaya çalışan yazarlar dışındaki yetişkinler çocuk kitabı okumaz. Yetişkin çoğunlukla öğretmen isterse çocuğuna kitap alır. Bunun dışındaki zamanlarda ise söz konusu kitabın bir biçimde tanıtımla öne çıkması gerekir. Çocuk kitapları alanında çıkan tanıtım yazıları bu tür gazete ve dergileri okuyan aydın anne ve babaları etkiler. (Bu nedenledir ki, bu tür yazıları yazanlar sık sık kendi kitaplarını veya arkadaşlarının kitaplarını anmaya, rakiplerininkini görmezden gelmeye özen gösterirler.)

Çocuk Yayınları Derneği’nin üyesi olduğu IBBY tarafından çıkarılan Bookbird dergisinde Gülçin Alpöge’nin ‘Bugünkü Türk Çocuk Edebiyatında Eğilimler’ başlıklı bir yazısı çıktı. Böyle bir yazı Türkiye’deki bir gazete veya dergide yayımlansaydı benzerleri arasında önemsenmeyebilirdi, ama ‘Güneydoğu Avrupa’da Çocuk Edebiyatı’ konulu bir özel sayıda yer alan ve bütün dünyadaki çocuk edebiyatı araştırmacılarının okuyacağı bir yazı, hele hele üniversitede çocuk edebiyatı dersi veren bir akademisyen tarafından bu denli nesnellikten uzak yazılmamalıydı. Bu yazıya sığabilecek birkaç örnek: İki yazar ve iki çizerimizin 2000 ve 2002’deki Andersen Ödülü’ne adaylıklarından bahis yok. Bu adaylardan biri olan ve Türkiye’nin gelmiş geçmiş en çok sayıda kitabını resimlemiş olan çizerimizin adı ise hiçbir biçimde yazıda yok. Yazarın bu yazısının yayımlandığı dergiyi çıkaran IBBY’nin Türkiye temsilcisi, yazarın kendisinin de üye olduğu 20 yıllık Çocuk Yayınları Derneği. Ancak yazar bu derneğin adını anmıyor, onun yerine, geçen yıl kurulan benzer başka bir derneğin adını vermeye özen gösteriyor, Çocuk kitapları fuarından söz ediyor, ancak bu fuarları Çocuk Yayınları Derneği’nin yaptığını yine söylemiyor. Günümüz yazarları arasında kendisi ve yakın iki arkadaşı dışında andığı yazarlardan birinin son yıllarda çıkmış çok sayıda kitabı dururken, çok eski bir kitabından söz ediyor. Onlarca kitabı olan yazarları ve daha birçok ismi (130 civarında) anmıyor, onlar yerine en az beş yıldır yayımlanmış tek bir kitabı olmayan bir yazarı anıyor. Kendi yazdığı, depremle ilgili kitabın ayrıntılarını verip yetmiş civarında kitabı yayımlanmış bir yazarın tümüyle aynı konudaki kitabından söz etmiyor. Bir şairin 16 yıl önce yayımlanmış şiir kitabını anıyor, bugün şiir yazanlardan söz yok. 30-40 başka köklü yayınevi varken, ölçütleri daraltıp sadece Türk yazarlarının kitaplarını yayımlayan tek yayınevi olarak 5-6 yıl önce kurulmuş bir yayınevinin adını veriyor. Alpöge madem araştırmak istemedi, kendi kategorilerini temsil etmeyen öznel örnekler vermek yerine, yazısını genel bir çerçeveye oturtabilirdi.

Bookbird Dergisi’nde daha önce de bilimsel olmayan ve ‘dostların birbirini ağırladığı’ sığ yazılar çıkmıştı, ama onları yazanlar en azından akademisyen olduklarını iddia etmiyorlardı. Toplu bir değerlendirme sunma havasındaki bu yazı ne yazık ki, çok az bilgiyle yazılmış izlenimi verdiği için çocuk edebiyatımızı olduğundan çok daha dar ve yoksul gösteren bir perspektif sunuyor. Bu da bu alanda ömür tüketen yüzlerce insana haksızlık. Buna sessiz kalmaya dostluk bile izin vermiyor.