İyi, Kötü ve Budala. Jon Scieszka, Çev.: Merve Erol. Res.: Lane Smith, Günışığı Kitaplığı, 76 sayfa.
Çocuklara yönelik edebiyatımız (ve aslında tüm dünyada da) az buçuk ‘eğitim özürlü’ olduğundan, çocuklara sunduğumuz kitaplar da birçok kez iki hat üzerinde geliştirme göstermiştir. Bunlardan birincisini ‘çocukların okumaktan hoşlandığı kitaplar’ olarak adlandıralım. Böyle bir adlandırmanın hemen karşısına da, hiç sözümüzü sakınmadan, şu kategoriyi yerleştirebiliriz: ‘Yetişkinlerin çocuklarına uygun bulduğu kitaplar…’ Bu iki hattın tartışılması, çok cılız ve yetersiz de olsa, genellikle iki farklı alanda ürün veren veya bu alanlarda kafa yoranlara karşı karşıya getirmiştir.Bu alanlardan biri edebiyat, öteki de eğitimdir.
Bir çocuk kitabının konusu, mekanı, tiplemeleri ve dili edebiyatçı için yararlanılabilecek özgürlük alanları olarak anlam taşırken, eğitimci için oyun parkını çevreleyerek oyun alanını daraltan dikenli tellerdir. Her iki taraftan örnekler vermek gerekirse, çocuğa psikolojik veya pedagojik hasarlar verecek bir kurgulama veya düpedüz yanlış (hatta belki tehlikeli olabilecek) bilgilerin bulunduğu bir kitap eğitimcilerin kaygılarını haklı çıkaracak örneklerdendir. (Kahramanın zehirli bir şeyi yemesi, yüksekten atlaması gibi gerçekte olamayacak, ama kurgu olduğunu çocuğa iyi anlatamadığı için çocuğun gerçek sanabileceği olaylar.)
Öte yandan içinde ‘lan’ geçiyor diye düzeyli bir çocuk romanının kötülenmesi, günümüzde padişahlar yok diye masalların bir kalemde harcanması, gerçekte olamaz diyerek zengin hayal gücü ürünlerinin karalanması da edebiyatçıları sıkıntıya sokan örneklerdir.
Oysa, bilinmesi gereken şudur ki, yanlış ya da eksik bilgilendirmenin panzehiri biraz daha bilgilenmektir. Bir kitaptaki kahraman mantar pişirip yediğinde, o kitabı okuyan çocuğun da mantar pişirmeye kalkması ve bu arada zehirli mantar yemesi tehlikesi ancak ve ancak hayatta o kitaptan başka hiçbir şey okumamış, hatta, Kosinski’nin ünlü ‘Being There’ (Bahçıvan adıyla Peter Sellers canlandırmıştı) romanındaki doğduğundan yetişkin olana kadar duvarlarla çevrili bir bahçeden çıkmayan ve dış dünyayla tek ilişkisi TV izlemek olan kurgusal tip için geçerli olabilir.
Gereken, geniş düzlemli bir işbirliğidir. Edebiyatçı yazdıklarıyla çocuğa zarar verebilir mi? Verebilir, örneğin berbat bir Türkçeyle. Örneğin saçma kurgularla. Eğitsel içerik bir kitabın kötü edebiyatını mazur göstermez.
Eğitsellik kaygısı yazarların çocukların istediğini vermesini uzun süre engelledi. Şimdi ise bu engel zorlanıyor. Yazarlar çocukları artık eskisinden daha çok gözetir oldular. Son zamanlarda gerek çeviri gerekse telif çocuk kitaplarında macera türüne ağırlık veriliyor. Ne olursa olsun, artık çocuklar bizim onlara kendi tercihlerimizi dayattığımız dönemlerden daha çok okuyacaklar.
Günışığı Kitaplığı’nın ‘Zamanda Gezinen Üç Kafadar’ dizisi macera türünün bütün oyunlarını kullanan başarılı bir çeviri dizi. Zamanda yolculuk, kovboylar, şövalyeler, defineler… Bu dizinin kitaplarından biri olan ‘İyi, Kötü ve Budala’ televizyondaki bir kovboy filminin yavanlığından yakınan üç arkadaşın ellerindeki büyülü kitap aracılığıyla 1876 yılına, Amerika’da kovboylarla kızılderililerin savaşının ortasına yaptığı zaman yolculuğunu anlatıyor. Ferah bir sayfa düzeni, ilgi çekici resimler ve en önemlisi düzgün bir çeviriyle sunulmuş bir kitap.