Çocuk Düşleri / Çocuğunuzun Düşlerini Yorumlama. Pam Spurr, Res.: Caroline Uff, Çev.: Gökçen Ezber, Bilge Kültür Sanat, 2002.
“Çocuğunuzun kişiliğini, akan bir ırmak olarak düşünün. Irmaklar genellikle, kaynaklarından uzaklaştıkça biçimlerini ve karakterlerini değiştirirler, fakat kendilerini biricik kılan özgün niteliklerini her zaman korurlar.
Irmakta akan su, çocuğunuzun kişiliğini oluşturan duygusal unsurlara benzetilebilir. Bir ırmak, tıpkı çocuğunuzun duygusal yaşamı gibi, bulunduğu zemine göre zaman zaman hızlı, zaman zaman da yavaş akar. Engellerle karşılaştığında köpürür, yokuşlardan aşağı akarken heyecanlıdır ve az meyilli yerlerde ağırbaşlıdır.
Irmağın kıyıları, çocuğunuzun sosyal gelişimini simgeler. Bunlar duygusal suları içerirler ve akıntı hızlandığında tamponlar oluşur. Bu tamponlar, suyun yükselişine ve alçalışına kolaylıkla uyum sağlar. Irmağın kıyıları ya da sembolik anlamıyla sosyal bir çevre içindeki gelişme süreci olmadan, çocuğunuz arkadaşlıklar kuramaz ve içinde bulunduğu sosyal çevresinin gereksinimlerine uyum sağlayamaz… Son olarak, ırmağın içeriğini sayabiliriz. Irmağın içeriği, çocuğun bilişsel gelişimini simgeler. Kayalar, çakıl taşları, hayvan ve bitki yaşamı, çocuklarda gelişen yeteneklere ve problem çözme edincine benzetilebilir. Eğer ırmağın duygusal suları kurursa, bilişsel gelişim de ortadan kalkar.”
Düşlerin kuralı var mı?
Çocukların gördüğü düşler üzerine bir kitap yazan Pam Spurr’un bu benzetmesi yalnızca çocuk değil, yetişkinin kişiliğinin açıklanması içinde oldukça işlevli. Aslında, kitabı ilk elinize aldığınızda, “Ne yani, düşlerin herhangi bir kuralı mı var ki, bir kitabı olsun?” deme eğiliminde olmak çok kolay. Hani, yıldız falı veya rüya tabirleri kitapları gibi bir kitap beklentisine girebilirsiniz. Ancak bu kitap öyle değil. Çocukların günlük hayatlarında karşı karşıya kaldıkları sorunların rüyalara nasıl sızdığını örnekleriyle izlerken, insan ille de bu rüyanın gerçek hayattaki sorunun bire bir karşılığı olduğunu düşünmeyebiliyor. Örneğin, rüyasında denizin dibinden kulaç atarak suyun yüzüne çıkmaya çalışan bir çocuğun kulaçlarını atarken yaşadığı (rüyadaki) güçlük önce rüyanın bağlamında ele alınıyor. Gerçekte bu rüyayı gören Sam ablasının yapabildiği bazı şeyleri yapabilmek için sürekli bir çaba harcamaktadır. Bu anlamda yaşadığı güvensizlik onu derinden etkilemektedir. Yazar bunu ‘Düş bağlamı’ adı altında açıklıyor. ‘Çocuğa yönelik eleştirel nitelikler’ başlığı altında da çocukların büyüme sürecinde hep yeni bir takım şeyleri başarma azmi içinde olmalarından ve bu süreçte yaşadığı sıkıntılardan söz ediyor. Ve asıl önemli olan bölüm bu rüyayı görmüş olan Sam’in rüyasını anlatırken neler hissettiğidir ki, işte rüyanın (rüya tabiri kitaplarında olduğu türden) bire bir yorumlanmasından çok, bu rüyayı gören Sam’in rüyasından nasıl etkilendiği, onun gerçek sıkıntıları ya da ruh hali ile ilgili ipuçları vermektedir.
Kitapta, kitabın nasıl kullanılacağına ilişkin bir açıklamadan sonra, düşlerin dökümü üç kategoride yapılmış: ‘Olumlu Çocuk Gelişimi Düşleri’, ‘Yaratıcı Ve Fantastik Düşler’, ‘Kabuslar ve Sorunlu Düşler’.
‘Düş alıştırmaları’ adlı bölüm ise başlıbaşına hoş bir eğlenceye dönüşebilir. Bu bölümde çocuklar birlikte uyumadan önce yapılan zengin bir sohbet, çocuğun gece o sohbetle ilgili bir düş görmesini sağlayabiliyor.
Kısacası, çocukların düşleri, kurdukları hayaller, vb., bize günlük hayatın acımasız hayhuyu içinde lüks gelebilir. Bu kitap işte bunun tam tersi üzerine düşünmemizi sağlıyor. Yazar Pam Spurr, çocuk psikolojisi üzerine yaptığı doktorasından sonra kendi açtığı özel bir merkezde yalnızca çocuk düşleri üzerinde çalışma yaptığı için, kitabı da bire bir yaşanmış deneyimlere dayalı tutarlı bir çalışma.