Kültür ve Sanat Yıllığı 1993 İstanbul: Nazım Hikmet Vakfı, 1994; 148- 154.
1993 yılında çocuk edebiyatı kitapları alanında yapılanlar ve yapılamayanları ele alırken özellikle sayısal değerlendirmelerimde ülkemizde yayımlanan iki yayın kataloğundan yararlandım. Bunlardan ilki Yayıncılar Birliği tarafından yayımlanan Kitap Kataloğu, ikincisi de Basın Yayın Birliği tarafından yayımlanan Türkiye Kitap Kataloğu oldu. Daha resmi verileri alabileceğim merci olarak Derleme Müdürlüğü’ne başvurmam gerekirken bunu yapmamış olmamın nedeni bu kurumun henüz 1993 yılı sayısal değerlerini yararlanılabilir bir hale getirebilmesi için yeterli sürenin geçmemiş olmasıdır. Ayrıca «Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu» uyarınca basılan her kitabın basımevleri tarafından bu müdürlüğe ulaştırılması gerekirken uygulamada bu zorunluluğun gereğince yerine getirilmemesi nedeniyle «Derleme Kaçağı» kitapların sayısal değerlendirme dışında kalması ayrı bir sorundur. Öte yandan yukarda adı geçen yayın katalogların da bazı önemli sorunları vardır.
Yayıncılar Birliği tarafından yayımlanan katalogda 205 yayınevinin adı geçerken, bu sayı Basın Yayın Birliği kataloğunda 655’tir. Yani, Yayıncılar Birliği Kataloğu esas alınarak yapılacak bir değerlendirme tam 450 yayınevini dışarda bırakacaktır. Buna karşılık Basın Yayın Birliği’nin kataloğundaki yayınevlerinden 30 tanesinin yalnızca tek bir kitabı, bir o kadarının da yalnızca iki kitabı vardır. (Hatta, bu katalogda hiç kitabı olmayan yayınevleri de vardır; yayınevi adını izleyen satırlarda bir-iki kitap adı ve karşısında “çıkacak” notu bulunmaktadır.)
Yine de, bu iki kataloğun hazırlanmış olması böyle bir incelemenin yapılabilmesini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır.
Çocuk Kitapları Yayımcılığı / Sayısal Değerlendirmeler
Yayıncılar Birliği Kataloğu’nda yer alan 215 yayınevinin 60 tanesi çocuk kitabı yayımlamaktadır. Basın Yayın Birliği Kataloğu’nda yer alan 655 yayınevinin arasında çocuk kitabı yayımlayan yayınevlerinin sayısı ise 61’dir. Yani, her iki katalogdaki çocuk kitabı yayımcısının sayısı aynıdır. Başka bir deyişle, birinci katalogdaki 205 yayınevinden ikinci katalogdaki 655 yayınevine geçerken çocuk kitabı üreten yayınevlerinin sayısı sabit kalmaktadır. Bundan da şöyle bir sonuç çıkarılabilir; Yayıncılar Birliği’ne üye olmayan ve Basın Yayın Birliği kataloğunda yer alan yayınevlerinin büyük bir bölümü çocuk kitabı yayımlamamaktadır.
İçerikleri açısından ele aldığımızda, bunların 265 tanesinin yalnızca dini kitaplar ürettiğini görüyoruz. Başka bir deyişle, iki katalog arasındaki farkı büyük oranda bu dini kitaplar yayımlayan yayınevleri oluşturmaktadır. Öte yandan bu yayınevleri arasında yalnızca 14 tanesinin dini yayınlarından bir bölümü çocuklara yöneliktir. Yani, dini yayınlar yapan yayınevleri yayın programlarında çocuk kitaplarına fazla bir ağırlık vermemektedirler.
Yayınevlerinin listelerinde bulunan toplam çocuk kitapları sayısı 1992’de 3300 çeşitten, 1993’te 3400’e çıkmıştır. Artış yüzdesinin düşüklüğünden de anlaşılacağı gibi, önceki yıldan geçen yıla geçerken, çocuklara sunulan kitap çeşitlerinde dikkate değer bir artış olmamıştır. Kaldı ki, bu çeşitlerin arasında bazı kitap diziIeri vardır ki, bunlar yayınevleri açısından kolay üretilen, herhangi bir özgünlük kaygısı güdülmeyen ve dolayısıyla da özensiz olarak çocuklara sunulan dizilerdir. Örneğin, 1993’te çocuklara 17 yayınevi tarafından yayımlanmış 55 ayrı Heidi, 15 yayınevi tarafından yayımlanmış 17 Pinokyo, 13 yayınevi tarafından yayımlanmış 20 Robenson, 13 yayınevi tarafından yayımlanmış 13 Bomba, 11 yayınevi tarafından yayımlanmış 11 Aya Yolculuk, 18 yayınevi tarafından yayımlanmış 18 Falaka, 21 yayınevi tarafından yayımlanmış 21 Kaşağı, 21 yayınevi tarafından yayımlanmış 103 Keloğlan, 28 yayınevi tarafından yayımlanmış 82 Nasrettin Hoca kitabı sunulmuştur. Yalnızca 1993’te değil, önceki yıllarda da çocuklara en çok sunulan kitap dizileri hep bu metin olarak hazır, üstelik de telif ücreti gerektirmeyen yayınlar olmuştur. Bugün ne Jules Verne ne de Ömer Seyfettin’in, kitapları için telif ücreti talep etme hakkı vardır. Yayımcıların bu dizilere ilgi duymasının en temeldeki nedeni büyük bir olasılıkla işte bu kolaylıktır.
Buna karşılık, yaşayan (veya yapıtları sahipli olan) yazar ve çizerlerin güncel yapıtlarını kitaplaştırarak çocuklara sunma konusundaki çalışmalar sınırlıdır. Örneğin, 1993 yılında çocuklara sunulan kitaplar arasında bu gibi niteliklere sahip olanların sayısı 40’ı geçmez.
Çocuk Kitapları Yayımcılığı / İçerikle İlgili Değerlendirmeler
1993 yılı çocuklara sunulan kitapların içerik kalitesi açısından önceki yıllardan çok farklı bir yıl olmamıştır. Zaten yukarda belirtildiği gibi, kitapların büyük bir bölümü Nasrettin Hoca, Keloğlan gibi standart yayınlardan oluştuğu için herhangi bir yılda yayımlanan çocuk kitaplarının içeriği, o yılın genel kültürel, toplumsal ya da siyasi gelişmeleriyle ilgili bir ipucu vermemektedir. Örneğin, 1993 yılında dünyayı sarsan önemli olayların hiçbiri aynı yıl içinde herhangi bir çocuk kitabına konu edilmemiştir. Aynı yıl içinde konu edilmek şöyle dursun, önceki yılın, hatta son üç beş yılın dünyayı sarsan önemli konuları bile bizde yayımlanan çocuk kitaplarının konusu haline gelememiştir. Bunun tek istisnası “Çevre” konusudur. 1993 yılında da önceki birkaç yılda olduğu gibi, çevre konusu yoğunluğu azalarak ele alınmış, çocuk kitaplarında ve dergilerinde öyküler yazan yazarlar bu konuyu işlemeye özen göstermişlerdir. Ama böylesine teknik ağırlıklı bir konuda yazılıp çizilenlerin arasında konuya bilimsel bilgi içeriğiyle yaklaşan bir yayın (Borusan Oto tarafından 1991’de bastırılan “50 Basit Önlemle Doğayı Kurtarabiliriz” adlı çeviri kitap dışında) 1993’te de yapılmamış, bu önemli konuda bile yapılanlar “çevre edebiyatı” olmakla sınırlı kalmıştır.
Çocuk Edebiyatı Yazarları
1993’ün önemli özelliklerinden biri de çocuklar için yazan yazarların büyük bir bölümünün bu yıl içinde mesailerini ders kitabı yazma faaliyetine vermiş olmalarıdır. Okullarda okutulacak olan ders kitaplarının hazırlanmasında özel sektöre verilen fırsatların genişletilmesiyle birçok yayınevi bu işe soyunmuş, tanınmış yazarları bu işe istihdam etmiştir. Bunun, yazarlara geçici bir maddi rahatlık sağlamasından daha da önemli yanı, çağdaş çocuk edebiyatı yazarlarının okullarda okutulmak üzere hazırlanan ders kitaplarına girmelerinin sağlanmasıdır. Bu sayede çok yeni bir yazarın en yeni öyküsü bile en geç bir sonraki yıl okullarda bir Türkçe kitabında yer alabilme şansını elde etmiştir.
Bu özel durum dışında ise 1993 yılı çocuk edebiyatı yazarları açısından herhangi bir yeniliği ya da farklılığı getirmemiştir. Tersine, 1993 yılının çocuk edebiyatı yazarları yeni bir çocuk kitabı yazma konusunda yeni bir heyecan duymamışlar, yayınevleri onlara yeni öyküler, romanlar yazma şevkini verebilecek bir desteği verememiştir. Buna karşılık, bu yıl içinde yazarlar yine de bazı ürünleriyle kendilerini aşma çabasını göstermeye devam etmişlerdir. Örneğin, Ayla Çınaroğlu, Gülten Dayıoğlu, Hasan Latif Sarıyüce, Aytül Akal, Serpil Ural, Yalvaç Ural, Sevim Ak, İpek Ongun, Ayla Kutlu, Adnan Çakmakçıoğlu , Mustafa Ruhi Şirin, Seza Aksoy bu yıl içinde yeni kitapları yayımlanan yazarlardan bazılarıdır. Bu yazarlardan Aytül Akal’ın kitaplarının (Geceyi Sevmeyen Çocuk, Canı Sıkılan Çocuk) ilginç bir özelliği, kâğıt, cilt ve baskı açısından son derece kaliteli olarak üretilen kitaplarını çocuklara resimletmiş olması. İpek Ongun’un kitaplarının önemli özelliği de ilkgençlik çağının sorunlarını ele alması oldu. Özellikle Bir Genç Kızın Gizli Defteri adlı kitabı orta öğrenim çağı kız çocukları tarafından ilgiyle okundu. Gülten Dayıoğlu’nun da bu döneme yönelik olarak yazdığı Yeşil Kiraz 1993’te ikinci basımını yaptı. Aynı yazarın yeni kitabı Gökyüzündeki Mor Bulutlar ise yine bu yıl içinde yayımlandı. Önceleri daha çok köyden kente gelişin çocuklar üzerindeki etkilerini konu alan yazar Ölümsüz Ece adlı kitabıyla edindiği arkeolojik-mistik ilgi alanını yoğunlaştırdı. Yalvaç Ural’ın baskısı tükenmiş olan kitaplarının tümü bu yıl içinde yeniden basıldı. Yazar “Zıpır Bilmeceler” dizisine yeni kitaplar ekledi, üstelik Dinozopor Bilmeceler’le günceli (dinozorun popülaritesini) yakından izleyen bir kitap üreterek çocukların ilgisini daha kolay yakalamanın örneğini vermiş oldu. Nezihe Meriç, Bir Kız Tanıyorum Altı Yaşında adlı kitabını “…Yedi Yaşında” ve “…Sekiz Yaşında” adlı devam kitaplarıyla sürdürdü.
1993 yılı iki yazar için ayrı bir önem taşıyordu. 1963 yılında ilk kitabı yayımlanan Gülten Dayıoğlu için, 1993 yılı “Çocuklarla Soluk Soluğa” adıyla 30. Sanat Yılı olarak kutlandı. Yıla serpiştirilmiş olarak düzenlenen çeşitli panel, açık oturum, yarışma ve sergilerle Türkiye’de çocuk edebiyatı gündeme getirildi. İstanbul, Ankara ve yazarın kenti olan Kütahya’da değişik zamanlarda da düzenlenen etkinliklere çok sayıda araştırmacı, yazar, yayımcı katıldı. Yazar adına “Sevgi” konulu bir öykü yarışması ve yazarın yapıtlarını konu alan bir resim yarışması düzenlendi.
Yıl içinde özel olarak gündeme gelen ikinci yazar da uzun yıllar çocuklar için çok sayıda kitap yazmış bulunan Kemalettin Tuğcu’ydu. Yazar Turan Yüksel, titiz bir çalışma yaparak Kemalettin Tuğcu’nun yapıtlarının dökümünü çıkardı. Yazarın uzun yıllara yayılan çabasının takdir edilmesi gerektiği konusunda başı çekerek TÜYAP Kitap Fuarı’nda yazara bir plaket verilmesini sağladı. Plaket, rahatsızlığı nedeniyle toplantıya katılamayan yazarın torununa verildi.
Bütün bu olup bitenler, yine de 1993’ün çocuk edebiyatı yazarları için canlılık vaat eden bir yıl olmasına yetmedi.
Çocuk Kitabı Çizerleri
1993 yılı, çocuk kitabı resimleyen çizerlerin önceki yıllardan farklı olarak daha fazla kitap resimlemelerini sağlamadı. Üstelik bazı çocuk dergilerinin kapanmasıyla küçük iş alanları da kapanmış oldu. Yılın çizerler açısından en önemli tek olayı çizerlerin bir araya gelerek bir sergi açması oldu. Çizer Ferit Avcı’nın önderliğiyle çizerler TÜYAP Kitap Fuarı sırasında birer çalışmalarını katarak “Sevgi Çizgileri” adlı bir sergi düzenlediler. Sergiyi, bastırdıklan bir afişle tanıtan çizerlere daha sonra bu sergiyi tekrarlamaları için yurtdışından da teklifler geldi. Bu çalışma da yayın hayatında çizerlere yönelik verimli (ekonomik getiri sağlayabilen) bir hareketlilik yaratamadı. Bununla birlikte sergi ve sonrasında birlikteliklerini sürdüren çizerler aynı yıl içinde kurulan Çocuk Yayınları Derneği’ne katılma ve çizerlerin sorununu aynı alanda çalışan yazar, araştırmacı, yayımcı, çevirmen, grafiker gibi, dernek bünyesinde temsil edilen öteki sanatçılarla paylaşarak çözme kararı aldılar.
Sergide, Ayda Kantar. Behiç Ak, Betül Sayın, Can Göknil, Can Okan, Emine Bora, Fatih Erdoğan, Feridun Oral, Ferit Avcı, Fikriye Taşpolatoğlu, Gamze Baltaş Denizer , İsmail Kaya, Mitra Reyhani Gadim, Mustafa Delioğlu, Mustafa Eremektar, Mehmet Ulusel, Nural Birden, Nazan Erkmen, Saadet Ceylan, Serpil Ural, Sumru Ekşioğlu, Semih Poroy, Şahin Erkoçak, Ümit Öğmel, Yıldırım Derya, Zerrin Cebeci, Sefa Taşpolatoğlu, Sunder Erdoğan, Füsun İyicil’in çalışmaları yer aldı.
Kitap yapma konusunda ise çizerlerin fazla şansı olmadı. Behiç Ak Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı ve Doğum Günü Hediyesi adlı kendi kitaplarını; Betül Sayın, Dilek Aykul Bishku’nun Gökyüzündeki Tuhaf Delik ve Park, Peri ve Belediye Başkanı adlı kitaplarını; Feridun Oral da Böğürtlen Cini ve Sarı Gaga adlı kendi kitabını resimledi. Öteki çizerler de çeşitli dergilere resimler yapmayı sürdürdü.
Yalnızca 1993’ün değil, son birkaç yılın en üretken çizerlerinden biri de Mustafa Delioğlu oldu. Aynı anda birçok yayınevine kitap resimlemekte olan bu çizer gerek kalitesini düşürmemesi gerekse bu alanda uzun yıllardır yılmadan çalışmasıyla dikkati çeken bir çizerimiz oldu. Yılı önemli kılan bir başka olay da çizerlerimizin yurt dışı bağlantılarındaki gelişmelerdi.
Çocuk Kitabı Yayımlayan Yayınevleri
Yayınevleri arasında, çocuk kitabına yer veren ya da yalnızca çocuk kitabı yayımlayan yayınevleri 1993 yılında çok önemli bir atılım yapamadı. Yazarlara daha çok yazma olanağı, çizerlere daha çok kitap resimleme olanağı yaratabilen yayınevlerinin sayısı yine sınırlı kaldı. 1993 yılı, yayınevlerinin çocuk edebiyatı yerine okullar için ders kitabı yayımlamaya ağırlık verdikleri bir yıl oldu. Bu alanda başlayan rekabet, özel okulların çoğalması ve kendi ders kitaplarını seçmede bir ölçüde bağımsız bırakılmaları nedeniyle ders kitaplarının kalitesinin yükselmesini sağladı. Geleneksel olarak saman kâğıda ve özensiz olarak basılmakta olan ders kitapları yerine çocuklar artık bembeyaz kâğıda basılmış Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi vb, kitaplarla öğrenim görme şansını elde etti. Yayınevlerinin bu geniş pazar sayesinde ekonomik güçlüklerini bir ölçüde hafifletmelerini sağladıkları varsayılırsa bu gelişme her açıdan olumlu karşılanması gereken bir gelişmedir.
Çocuk edebiyatı yayımcılığını ayrı bir başlık altında ele almak gerekirse çok fazla iyimser bir tablo çizemeyiz. Çocuk edebiyatını edebiyatın bütününe eklemlenmiş olarak düşünen, dolayısıyla da yayınlarında edebi nitelik, doğru Türkçe gibi özelliklere ağırlık veren yayınevlerinin sayısı bu dönemde herhangi bir artış göstermedi. Buna karşılık birkaç yayınevi bu konudaki ısrarlı tutumunu sürdürdü. Yapı Kredi Yayınları, “Doğan Kardeş Kitaplığı” adını verdiği dizisini yeni kitaplarla sürdürdü. Daha çok 8 yaş sonrası çocuklarına yönelik olarak hazırlanan bu kitaplar hem ülkemizin usta çocuk kitabı yazarlarının kitaplarına hem de çeviri yapıtlara yer verdi. Gerek okulöncesi gerekse okul dönemine yönelik edebi çocuk kitapları ve “Kırmızıfare” adlı dergiyi yayımlayan Mavibulut Yayınları ve “Okulöncesi Eğitiminde Bilimsel Yayıncılık” sloganı ile seminerler düzenlemeye devam eden Ya-Pa Yayınları için 1993 yılı tırmanış yılı oldu. Bu yılki seminerini Ankara’da düzenleyen Ya-Pa, yıl sonuna doğru düzenlediği “Bir İlaç Bir Kitap” kampanyasıyla doktor kesimini pazarına eklemeyi amaçladı. Afa Yayınları Küçük Vampir Dizisi’ne yeni kitaplar eklerken, daha önce Benjamin Anna’yı Seviyor adlı kitabını yayımladığı Peter Härtling’in iki yeni kitabını daha yayımladı. Altın Kitaplar ise İpek Ongun’un önceki yıl çok ilgi gören Bir Pırıltıdır Yaşamak adlı kitabına bir devam kitabı olan Bu Hayat Sizin kitabını ekledi. Aynı yayınevi Gökyüzündeki Mor Bulutlar ile Gülten Dayıoğlu’nun yeni bir kitabını ve Ahmet Tural’ın Gölgeler adlı kitabını okura sundu. Bilgi Yayınevi “Elif” dizisiyle ilk kez okulöncesi çocukları için kitap yayımlamaya başladı. Çocuk Vakfı Yayınları Mustafa Ruhi Şirin’in Her Çocuğun Bir Yıldızı Var adlı öykü kitabı ve Hasan Latif Sarıyüce ‘nin Evime Dönüyorum adlı romanıyla yayın programını genişletti. Yayın hayatına Ankara’dan katılan Ümit Yayıncılık, Jeruso Büyümek İstiyor ile başladığı çocuk dizisine, Ayberk Temel’in Denizdeki Adam, Çağlar Tuncay’ın Akıllı Çocuklar Gezegeni ile Schröder’in iki çeviri kitabını kattı. Çınar Yayınları Mimi ve Dolaptaki Hortlak ile İpek Ayaklı Kedi adlı kitaplarla başladığı “Çınarcık Çocuk Dizisi”ni sürdürdü. Epsilon Yayıncılıkile Berke’nin Kitapları adlı yayınevleri de çocuklara yönelik kitaplarıyla yayın hayatına katıldı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bütün kitaplarının Akyüz Yayınları tarafından özenle yeniden basılması 1993’ün kazanç hanesine yazılması gereken bir olaydı. Şairin Balina ile Mandalina, Kuş Ayak, Yazıları seven Ayı, Yaramaz Sözcükler, Göz Masalı, Şeker Yiyen Resimler, İlkokul 1’deki, İlkokul 2’deki/Kanatlarda, Güneşi Doğduran, Arkaüstü adlı kitapları bir arada, Mustafa Delioğlu’nun özenli resimleriyle basıldı. Müzik kitapları alanında uzmanlaşmış olan Pan Yayıncılık Hasan Toraganlı’nın Çocuk Şarkıları adlı kitabıyla, İlhan Başgöz’ün Vay Başıma Gelenler adlı kitabını yayımladı.
Çocuk Dergileri
1993 yılının çocuk dergiciliği açısından en önemli olayı 1945 yılında yayımlanmaya başlayıp 1970’lerde kapanan “Doğan Kardeş” adlı derginin birkaç yıl önce yeniden yayımlanmaya başlamasının arkasından yeniden kapanması oldu. Derginin genel yayın yönetmeni Turhan Ilgaz, ekonomik nedenlerle Doğan Kardeş’in yayın hayatına son verdiğini Kasım ayında açıkladı. Yapı Kredi Bankası tarafından çıkarılmakta olan derginin böyle büyük bir mali desteğe rağmen ayakta tutulamaması bu alanda hizmet vermeye çalışan herkeste karamsarlığa yol açtı.
Aynı yıl içinde yayın hayatına son veren bir dergi de “Disney Dünyası” oldu. Ana Yayıncılık tarafından çıkarılan ve ağırlıklı olarak Walt Disney çizgi-öykülerine yer veren bu haftalık dergi de ancak birkaç sayı çıktıktan sonra kapatıldı.
Interpress’in çıkardığı “Bando” dergisi yıl içinde kadro değiştirdi. Daha önce Milliyet’ten ayrılarak bu yayınevine gelen ve Bando’nun yanı sıra “Başak Çocuk”, “Emlak Çocuk”, “Uçan Balon”, “Vakıf Çocuk” gibi birbirine çok benzeyen banka dergilerine de yayın hizmeti veren Yalvaç Ural yönetimindeki ekip dağıtıldı. Bando dergisi bir süre Ferit Avcı yönetiminde nitelikli bir görünüm almaya yöneldiyse de, onun da yayınevinden ayrılmasıyla dergi oyuncak armağan eden ve edebi niteliği olmayan dergiler sınıfına dahil oldu.
“Milliyet Kardeş Dergisi” birkaç yıl önce düştüğü krizi promosyon serumuyla çözme çabasını sürdürdü. Promosyona dayalı dergilerin bir başka türünü de “Dinozor Furyası” ortaya çıkardı. Tümü dinozor resimlerine, dinozorlu çizgi-öykülere dayalı iki dergi bu yıl içinde yayın hayatına başladı. Uzun ömürlü olacağı izlenimini vermeyen bu dergiler tıpkı daha önceki “Ninja”, “He-Man”, “Hugo” adlı dergiler gibi televizyon ve sinema bağlantılı olarak popüler kahramanları hasılata dönüştürme çabasının ürünleri oldular.
Türkiye Gazetesi tarafından çıkarılan Türkiye Çocuk Dergisi bilinen dini ağırlıklı çizgisini sürdürdü. Nasihat ve ahlak derslerinin en yoğun olarak yer aldığı bu dergi tiraj olarak da öteki çocuk dergilerinden daha yüksek satış rakamlarına ulaştı.
Mavibulut Yayınları tarafından çıkarılmakta olan “Kırmızıfare Dergisi” 1993 yılında aylık olarak yayımlanmaya devam etti. Çocuklar İçin Edebiyat Dergisi adıyla türünün ilk örneği olarak çıkmaya başlayan Kırmızıfare, reklam almayan ve yalnızca abonelerinin desteğiyle yayımlanan bir çocuk dergisi olarak yayın hayatımızda özel bir yer edindi.
Çocuk Edebiyatı ile İlgili Yayınlar ve Kurumlar
1993 yılında ve bir önceki yılda çocuk edebiyatı konusunda özellikle Alman Kültür Merkezi’nin bazı önemli çalışmalara katkıları oldu. 1992’de bu konuda bir panel düzenleyen ilgililer bu yıl da “Yabancı Çocuk Kitaplarına Açılan Bir Pencere” başlıklı bir katalog hazırlanmasına katkıda bulundu. Veysel Atayman. Selahattin Dilidüzgün ve Turgay Kurultay tarafından hazırlanan bu katalogda Almanca çocuk ve gençlik edebiyatından 20 kitabın tanıtımı yapıldı. Bu kitapların Türkçeye çevrilmesi için yayımcılara fikir vermek üzere hazırlanan katalog ilgililere ücretsiz olarak dağıtıldı. Alman çocuk ve gençlik edebiyatına yönelik ilginin artması Nöstlinger’in, Härtling’in yeni kitaplarının da Türkçe’ye kazandırılmasıyla sonuçlandı.
Çocuk Vakfı, Prof. Dr. Nilüfer Tuncer tarafından hazırlanan Çizgi-Roman ve Çocuk adlı tezi kitaplaştırdı. Bu konuda ülkemizdeki ilk yayın olan bu kitap yetişkinler tarafından onaylanmayan çizgi-roman türünün nasıl çocuklara yararlı bir biçimde ele alınabileceğine değinirken bu türün tarihiyle ilgili derli toplu bilgiler de veriyor.
Yılmaz Elmas’ın, Gerçek Sanat Yayınları tarafından yayımlanmış olan Sorunlarıyla Çocuk adlı kitabı yazarın eğitimcilik deneyimlerinin ışığında, çocuğu ilgilendiren hemen her konudaki görüşlerine yer veriyor.
1993 çocuk yayınları alanında faaliyet gösterecek bir derneğin de kurulduğu yıl oldu, “Çocuk Yayınları Derneği” adıyla faaliyete geçen ve Meral Alpay, Ayla Çınaroğlu, Fatih Erdoğan, Can Göknil, Gülten Dayıoğlu, Ergin Telci, Gülçin Alpöge, Serpil Ural tarafından kurulan dernek Türkiye’de çocuk yayınlarının iyileştirilmesi doğrultusunda çalışmalar yapmayı amaçlıyor.
Sonuç:
1993 yılında çocuklar için önceki yıllardan daha farklı nitelikte edebiyat ürünleri verilmemiş, yazar ve çizerler için bu yıl önceki yıllardan daha iyi ya da daha kötü olmamıştır. Kitaplarını yayımlatma olanağı bulan bazı yazar ve çizerlerin bir şansı piyasada artık daha çok 1. hamur kâğıt kullanılması olmuştur. Böylece yazar/çizerler yapıtlarını beyaz kâğıtta görme şansına daha fazla sahip olmuşlar, ama beyaz kâğıt tutkusunun olumsuz bir sonucu da olmuştur. Yayımcıların bir bölümü “nitelikli” çocuk çocuk edebiyatını, “1. hamur kâğıda basmak” olarak algılamışlar, bu yanlış algı da kitaplarda içeriğin, Türkçe’nin öneminin ikinci planda kalmasına yol açmıştır. İncelendiğinde görülür ki, çocuk yayınlarında kâğıt kalitesi yükselmiş ama kitapların edebi kalitesi yerinde saymıştır. Telif yapıtlarda konular yüzeysel, çevirilerde kullanılan Türkçe sorunludur. Malzeme kalitesindeki yükselme kitapların içeriğinde özenli olmayı getirmemiştir.
Konular genel olarak çocukların hafife alındığı, bu dünyanın sorunlarıyla hiçbir ilişkisi olmayan uzaylı yaratıklarmış gibi algılandığı yapay kurgularla ele alınmıştır.
Yine de, birkaç yazar, çizer ve yayımcı bu alanda çalışmalar yapmayı sürdürmüşler ve ürünler vermişlerdir. Türkiye’de çocuk edebiyatı çocukluk dönemini geride bırakmak üzeredir.